Nesnelerin İnternetinde Çevre ve Dijital Girişimcinin Rolü

Blog  Dijital Dönüşüm  Nesnelerin İnterneti

Veri, enformasyon, bilgi, fikir, proje, uygulama ve sonuç…Üretmenin temel aşamaları bu yedi basamaktan oluşuyor. Tüm proses ise soyut ve somut kavramlar üzerine inşa ediliyor. Soyut ve somut iki süreci doğru metodolojiler ile entegre edebilmek sonuca yaklaştırıyor. Veri, enformasyon, bilgi ve fikir aşamalarını zihnimizin derinliklerinde soyut kavramlar içerisinde oluşturuyoruz. Fikir doğduğu an somut kavramlar ve fiziki dünya ile tanışıyor. Fikir projeye dönüştüğü ve uygulanarak sonuca ulaştırıldığında ise tüm proses tamamlanmış oluyor.

Peki dijital dünyada tüm bu proses için somut kavramlara ve metodolojilere ne kadar ihtiyaç var?

İşte dijital dönüşümün üreticilikte en önemli özelliği; ürünün ilk aşamasından son aşamasına kadar fiziki dünyada harcanan zaman ve verimsizlik başta olmak üzere tüm enerjinin daha verimli kullanılması sağlanıyor. Dijital dönüşüm proseslerinde etkileşim açısından: ürün sadece fikir aşamasında fiziki dünyaya ihtiyaç duyuyor. Ürünün fizibilite ve tasarım aşamasında ihtiyaç duyulan çevre: üretici veya girişimciye fayda sağlamak amacıyla hizmet ediyor. Klasik bir üretim yaklaşımında ise tüm proses fiziki dünyada gerçekleştiğinden verimsizlikler ve çevre dostu olmayan üretim sistemleri karmaşıklığa ve öngörülemeyen problemlere sebep oluyor. Problem çözmek başarıya ulaştıran günlük bir rutin haline geliyor.

Fiziki ve dijital dünyanın üretim açısından en önemli farkı: fiziki dünya içinde üretmek üreticilere sadece sınırları belirli bir mekan oluşturuyor. Dijital dünyada ise fiziki dünyadaki verileri kullanarak sınırları belirlenmemiş üretimi gerçekleştirme fırsatı demektir. Kısaca dijital dünya; fiziksel dünyanın da içerisinde ona zarar vermeden fiziksel dünyadan aldığı verileri bilgilere dönüştürmeyi hedefliyor. Yani, çevre dostu bir üretim…

Geçmişte üreticilerin öngörüleri ve tecrübeleriyle üretilen ürünleri tüketiciler başka seçenekleri olmadan satın alırdı. Günümüzde ise roller değişti. Müşteriler deneyimleri sebebiyle ürün ve hizmet talep eder konumundalar. Yeni dijital müşteriler gelecek odaklı ve inovatif ürünler talep ettiğinden, dijital ürün ve hizmetleri fiziki dünyada üretmek imkânsız.

Dijital dönüşüm çevre dostu vizyonu ile fiziki dünyayı sadece veri bankası olarak kullanmayı planlıyor. Çevreden toplanan verileri siber-fiziksel sistemler ile bilgilere dönüştürmeyi taahhüt ediyor. Fiziki dünyamızdan alınan veriler ile oluşturulan bilgiler dijital platformlarla dijital dünyadaki yerini alıyor. Son yılların en güzel örneği sosyal hayatın gelişimi. Üretimin dijital platformlara geçişi sebebiyle sosyal hayatın insanlar üzerindeki olumlu etkileri her geçen gün artıyor. Dijital dönüşümde siber-fiziksel sistemler: iş dünyasının dijital, sosyal hayatın ise doğal olmasını sağlıyor.

Dijital dönüşümün çevre dostu açık bilgiler zemini hazırlamasının diğer bir avantajı ise herkesin üretebildiği bir iş dünyası.

İnsanlar dijital ortamlarda gerçek hayatta oldukları gibi yaşama eğilimi gösteriyorlar. Zaten gelişen teknoloji ile internet tabanlı ürün ve hizmetler daha çok insanların gerçek hayattaki işlerini kolaylaştıran, zaman tasarrufu sağlayan, daha esnek hareket edebilen ve daha refah içinde yaşamalarını hedeflemektedir. İnternetin ilk yıllarında internet tabanlı web siteleri genelde arkadaşlık, komedi-mizah ve oyun üzerine kurulmuştu. Günümüzde ise direkt olarak gerçek hayatımıza etki edecek tüm uygulamalar akıllı telefonlarımıza kadar geldi. Burada dikkat edilmesi gereken konu geçmiş ile gelecek arasında muazzam bir farkın olması değil! Bugün internet tabanlı üretilen ürün ve hizmetler, insan hayatının her alanına etki ediyor, dokunuyor… Doğal olarak insanlar dijital ortamlarda gerçek hayatlarında olduğu gibi yaşama eğilimi gösteriyorlar.

Özellikle 1998-2005 yılları arasında internet siteleri insanlar için yeni bir hobi gibi hayatımıza girdi. Daha çok eğlenmek, müzik dinlemek ve oyun oynamak için kullandığımız teknoloji, günümüzde hayatımızın her anı için sürekli yeni ürün ve hizmetler üretir hale geldi. Dijitalleşmenin etkisine baktığımızda hayatımızın her hareketine cevap verebilen internet tabanlı bir sistematikle beraber yaşıyoruz. Geçmişte insanlara çipler takılacak denildiğinde her zaman olduğu gibi gelecekten endişe edilirdi. Fakat bugün akıllı telefonlarımız vücudumuza takılan bir çip gibi değil mi? Şarjı bittiğinde, bir yerde unuttuğumuzda veya bozulup yenisini alana kadar geçen sürede yaşadığımız endişeyi hatırlayın…

Kullandığımız internet artık insanları kullanıyor!

Bu sebeple dijitalleşme internetin ilk çıktığı yıllardan günümüze kadar çok değişti ve gelişti. Dijitalleşme insanın her aksiyonuna ve ihtiyacına cevap verdiğinden çevre ön plana çıktı. Artık inovatif bir ürün veya hizmet üretmek için ilk önce çevreye odaklanmak gerekiyor. Geçmişte insanın hobi olarak kullandığı internet teknolojisi bugün insan hayatının her alanında olduğunu unutmadan… Çevre-insan arasındaki enerji ve etkileşimi veriler ile izlemek, günümüzün en inovatif ürünlerini üretmemizi sağlıyor.

Endüstri 3.0’a kadar sadece patron şirketleri kurduk. Yaşlıların, gençlerin ve özellikle yeni mezunların aile ve kurumsal şirketlerde çalışma zorunluluğu olan bir iş dünyası dönemi yaşadık. Günümüzde ise dijitalleşmeyi ilke edinmiş, fiziki ürünlerden çok dijital ürünlere odaklanan dijital girişimciler çevreye odaklanıyor. Çevreden aldıkları bilgiler ile kendi stratejilerini belirleyip startup projelerini mikro işletmelere dönüştürüyorlar. Daha önemli olan çevreden toplanan gerçek verileri en doğru yöntemler ile işleyen mikro işletmeler, yeni açılması veya küçük olmalarına rağmen eski, köklü ve çokuluslu işletmeler ile rekabet edebiliyor.

Zirveye değil, çevreye bak!

Geçmişte bir işletmenin marka, logo, slogan ve kampanya mesajı veya işletmenin dijital mecralarda kullanacağı renklere kadar karar veren, tasarlayan çalışanları hatırlayalım. Tasarımcılar!

Tasarımcıların çevreye odaklanarak salt bilgileri ile işletmenin hedeflerine yönelik sıfırdan oluşturdukları markaları ve logoları patronlar gördüğünde şaşırır kalırdı. Günümüzde ise bir mobil uygulama ile kendisinden 100 kat daha büyük bir işletmeye rakip olan, çok kısa zamanda sıfırdan üretilen dijital uygulamalar günümüzün en değerli konuları arasında. Dijital Girişimciler!

Dijital dönüşüm ve Endüstri 4.0 ile nesnelerin interneti teknolojisini yakından tanıdık. Çevremizde hızla artan yeni nesneler, veri toplayan ve depolayan sensörler var. Örneğin: Camlar, aynalar ve hatta duvarlar yeni ekranlarımız olacak. Peki… yeni dijital asistanlarımız hakkında ne düşünüyorsunuz?

Geçmişte dijital asistanların yerine ne kullanıyorduk? Hala akıllı telefonlarımızda dijital uygulama olarak en çok kullandığımız… Navigasyonlar!

Gelecekte yaşam alanlarımızın neredeyse tamamında insanlara ait dijital asistanlar olacak. Ya da bir çok nesne veya ürün özelliğinde dijital asistan yazılımı yer alacak. Kısaca çevremizde verilerin arttığı gibi nesnelerin özellikle sensörlerin arttığını gözlemleyeceğiz. Dijitalleşme ile en çok endişe veren konular arasında “her şey dijitalleşecek” yok mu? Evet, ama korkulan olmayacak. Bu dijital çağ nesnelerin çağı olacak. Bir takım ürün, süreç ve hizmetler dijitalleşirken, diğer taraftan hayatımıza dijital asistanlar, sensörler, yeni akıllı ev ve şehirlerde kullanılacak ekipmanlar ile tanışacağız.

Peki istihdam? Hep aynı soru aklımızın bir köşesinden çıkmıyor değil mi? Dijital dönüşüm yıkıcı bir devrim veya geleceği parlak olmayan bir çağ gibi algılandı. Bu sadece bir değişim ve dönüşüm. Öncekiler gibi…

Çevremize hızla yayılan bazı nesnelere birlikte göz atalım.

  • Akıllı telefonlar, tabletler
  • Dijital asistanlar
  • Akıllı duvarlar, aynalar, camlar
  • Akıllı ev eşyaları
  • Akıllı sayaçlar
  • Trafiği ve şehirleri sürekli takip eden yüz tanıma kameraları
  • Güneş enerjisi ile kendi elektrik enerjisini üreten yollarda kullanılan güneş panelleri
  • Şehirlerin tüm aydınlatma direkleri için kullanılan güneş veya rüzgâr enerji panelleri/devreleri
  • Şehrin otoparklarında kullanılan akıllı park sensörleri
  • Şehirlerin tüm toplu taşıma ve kişiye özel araçlarında kullanılan takip ve kamera sistemleri
  • Personel takip sistemleri/ürünleri
  • Şehirlerde kullanılan akıllı çöp kutuları
  • Park ve bahçelerde kullanılan akıllı sulama sistemleri
  • Trafik ışıklarını ve araçların kural ihlallerini kontrol eden yapay zekâ temelli sensörler
  • Nüfus yoğunluğu çok olan şehirlerde acil yardım, yangın ve güvenlik dronelarının havadan kontrolü ve karada hazır bekletilmesi
  • Akıllı şehirlerin kent meydanlarında ve toplu taşımalarda wi-fi bağlantı noktaları
  • Toplu taşıma araçlarında dijital kütüphaneler
  • Toplu taşıma araçlarında şarj imkânı
  • Akıllı ve şarj edilebilir araçlar için yeni şarj istasyonları
  • Akıllı billboard v.b.

Yani çevremizde kullandığımız ve gelecekte çok sayıda kullanacağımız Machine to Machine ve Machine to Human sistemler/ürünler hayatımızda yerlerini alacaklar. Yukarıda paylaşılan örnekler ülkemizde kullanılmaya/test edilmeye başlanılan nesnelerin interneti tabanlı teknolojik çözümler. Gelecekte insan hayatını kolaylaştıran, zaman tasarrufu sağlayan, toplum refahını arttıran, çevreye duyarlı ve verimlilik temelli çok sayıda akıllı şehir çözümü üretilecektir. İşte bu nesnelerin birbiri ve insanlarla bağlantıya geçmesi yeni meslekleri, yeni iş tanımlarını, yeni inovatif ürünleri ortaya çıkaracak.

Her geçen gün sayıları artacak olan bu nesnelerin nerede hangi amaçla kullanılacağı, nesnelere ait yazılımların geliştirilmesi, nesnelere ait periyodik bakımların yapılması, arıza-montaj operasyonları, nesnelerin interneti için tüm ülke genelinde teknolojik alt yapının kurulması ve yönetilmesi insanlar tarafından yapılacak ve yine aynı insanlar tarafından kullanılacaktır.

Çevre; insanlara enerji verimliliği, yenilenebilir enerji kaynakları, enerjinin üretilmesi ve dağıtılması, nesnelerin insan hayatının refahını iyileştirmesi ile istihdamın değişeceğini belirgin olarak bizlere gösteriyor. Kas gücü ile yapılan işlerden bilgi temelli işlere geçişin en güzel ve ilk örneği örneği akıllı şehirler…

Dijital gelecekte istihdam: klasik patron işletmelerinde, insanların fabrikalara haftanın 5-6 iş günü giderek ve özellikle kas gücüyle çalıştığı işler değişecek. Mavi yakalı çalışanların metal yakalı makinelere iş yaptırdığı; makineleri programladığı, bakım ve onarımlarını yaptığı, kişiselleştirilmiş ürünler için pozisyon ve yazılım değişikliği görevini üstlendiği, nesnelerin interneti ve siber-fiziksel sistemler ile müşterinin direkt üretim hattına kadar bağlanarak mavi yakalı çalışanlar ile iletişime geçtiği dijital fabrikalara dönüşeceğiz. Üretim proseslerinin bu sürecinde dijital platformlar sayesinde müşteriler ile iletişime geçmek ürünün pazara çıkış hızı konusunda etkin bir rol olacak.

Fabrikaların dışında; girişimci ve yazılımcılar tarafından çok kısa sürede geliştirilen, çok ciddi yatırım maliyetleri gerektirmeyen, kullanıcı ve çevre dostu, sürdürülebilirliği ve ürün çeşitliliği ile verimlilik hedeflerini en üst seviyeye çıkartmış, toplum refahı için hazırlanmış yazılım temelli dijital ürün ve hizmet startup projeleri oldukça yaygınlaşacak.

Bu istihdam değişiminin temelinde ekonomik hedeflerden çok yenilikçi, ülkeye, millete ve özellikle gelecek nesillere inovatif fikirler (yerli üretim)bırakmak yer alacaktır. Kısaca istihdamın karşılığı ekonomik değerlerden duyarlılık değerlerine dönüşecektir. Bunun nasıl oluşacağı sorusunun yanıtı ise dijitalleşme ile gelişen teknolojilerin ürün ve hizmetlere dönüştürülmesi, fiziki dünyadan dijital dünyaya geçirilmesi ile başlayacaktır. Fakat her çalışan girişimci ve bilgi temelli iş yapmayı amaç edinmeyi unutmadan…

Kısa vadeli kazanç yerine, uzun vadeli sürekli kendi alanında ürün çeşitliliğini arttıran ve toplum refahı adına yapılan işler daha uzun ömürlü olacaklar. Ürün çeşitliliği gayrimenkul yerine teknolojide üretim ekonomisine yapılan yatırımlar ile başarılabilir. Gelecekte en çok kullandığımız eşyalar/nesneler akıllı, bağlanabilir ve birbiri arasında iletişime geçebilir olacak. O halde çevreye bakın, nesnelere ve nesnelerin alt yapılarına yatırım yapın!

Yazar: Dr. Evren Ersoy

Leave a reply