Dijital dönüşüm ile yöneticilerin bakış açısı ve yeteneklerinin değişeceği, değişmesi gerektiği bir gerçek. Geleneksel ben istiyorum benim kararım, ben her şeyi bilirim gibi oldukça katı ve ekip anlayışına uymayan bir tarz pek başarılı olmayacak. Bu tarzın devam edeceği, ettirileceği yadsınamaz bir gerçek ama böyle yönetilen şirketlerin çalışan memnuniyetini ve sürekliliğini çok fazla sağlayamayacağı, hele inovasyonun diğer bir ifadeyle yenilikçi bakış açısının dijital dönüşümün itici gücü olduğu durumda birçok şeyi kaçıracağını söylemek zor olmayacaktır.
Yönetici 4.0 hatta Yönetici 5.0 kavramından bir önceki yazımda bahsetmiştim. Peki ya çalışanlar için durum nasıl olacak? Yöneticiler değişecek, çalışanlar değişmeyecek mi? Yönetici 4.0 varsa Çalışan 4.0 olmayacak mı?
Her şey dönüşür, değişirken çalışanların değişmemesini beklemek mümkün mü? Bir taraftan yenilenen ve bizlere göre bazı açılardan daha yetenekli teknolojiler, diğer taraftan gelen yeni teknolojilere yenik düşen meslek dalları, bir başka taraftan beklenen yeni beceri setleri ve çalışma ortamları. Hepsi çalışanların da kendilerini analiz etmeye, uzun soluklu çalışma hayatlarımızı verimli bir şekilde sürdürebilmemiz için alışkanlıklarımızı gözden geçirmeye zorunlu kılıyor. İşte yenidünyada başarılı olacak çalışanı Çalışan 4.0 (veya 5.0?) olarak adlandırmak mümkün.
Gelin ileride bizi nasıl bir ortamın beklediği üzerine günümüzdeki bilgilerimizi kullanarak biraz düşünelim.
Öncelikle yapay zekâ ile donatılmış akıllı sistemler yoğun bir şekilde kullanılacak. Bu sistemler bir yandan işlerimizi kolaylaştırmayı, daha hatasız yapmayı sağlarken diğer yandan özellikle tekrarlanabilen, niteliksiz olarak tanımlanan, bizlerin fiziksel sınırlarını zorlayan işleri elimizden almaya aday. Bir de üzerine aynı performansı 7/24 sergileyebildiğini düşünürsek bizim gibi zaman zaman dikkatsizliğe, tembelliğe meyilli insanoğluna göre tercih edilmeleri kaçınılmaz olacak gibi.
Bir başka yaşanacak durum, bir işletmedeki bütün birimlerin birbirleriyle entegre biçimde çalışması, her türlü verinin anlık toplanması ve analiz edilmesi. Bu veriler arasında üretim hattının durumundan, stok bilgilerine, müşteri kullanım alışkanlıklarından çözüm ortaklarının performansına birçok şey var. Bir de biz çalışanların performansları. Artık çalışanla çalışmayan, performansı yüksek olan ile olmayan çok rahat ayırılabilecek. Çünkü verinin bilgiye rahatlıkla dönüşebildiği bir ortama geçiyoruz. Şirketlerdeki büyük sorunlardan olan bireysel performansın ölçülmesi, hatta tahmin edilmesi bile rahatlıkla mümkün.
Teknolojinin değişme ve yeni teknolojilerin ortaya çıkış hızı eskiye göre katlanmış oranda olacak. Bu teknolojilerin yaptığımız işlerde, iş yapış şekillerimizde kullanmaya başlama hızımız ve adapte etmemiz de benzer şekilde gerçekleşecek. Ayrıca alanımız ne olursa olsun dijital teknolojiler muhakkak kullanılacak. Sağlık çalışanı olabilirsiniz ama yapay zeka ile birlikte çalışacaksınız, sosyal güvenlik uzmanı olabilirsiniz ama akıllı uygulama size iş kaza olma olasılığını hatırlatacak, muhasebeci olabilirsiniz ama veri analizi işinizi kolaylaştıracak, kurye olabilirsiniz ama akıllı gözlük size gideceğiniz adresi ve yol tarifini yapacak. Dolayısıyla bu teknolojileri, etkilerini, kullanış şekillerini öğrenmemiz kaçınılmaz. Ben anlamıyorum, nasılsa bana gelene dek çok kişi var biri kullanır, benim yerimi alamaz demek pek de mümkün değil bu yenidünyada. Teknoloji okuryazarlığının giderek önem kazandığı, bu beceriye sahip çalışanların dünyası. Sürekli kendini geliştirenlerin yer, tercih edildiği, bu özelliklerin geçerli olmayacağı iş olanakların çok azalacağı bir dünyadan bahsediyoruz.
Giderek ülke, mekan, firma tanınırlığı gibi kavramların ortadan kalkacak, klasik söylemlerin terk edilmeye şimdiden başlandı. Herkes ve her şey birbirine bağlı, bilgiye ulaşmak mümkün. Olduğunuz alanda tek kalmak veya rahat hissetmek, bunu sürdürmek giderek zorlaşıyor. Siz yeni bir ürünü koca bir ekip ile geliştirirken dünyanın herhangi bir yerindeki küçük bir startup bunu sizden daha önce fikrinizi uygulayıp planlarınız bozabilir. Müşteriniz deneyimlerinden faydalanamadığınızı söyleyerek başka bir markayı tercih edebilir. Bütün bunların çözümü, hızlı, verimli ve yaratıcı olabilmekte. Dolayısıyla ekibin bu dinamik ve becerilere sahip olması gerekli. Yaratıcı bakış açısı, sürekli gelişmeleri takip etme, gözlem kabiliyeti ve iletişim becerisine sahip ekiplerin başarı sağlayacağı bir dünya. Bunu sosyal becerileri yüksek çalışanlar olarak özetlemek yanlış olmayacak.
“Her şeyi kendim, kendi ekibimle yaparım” söyleminin ne kadar yanlış olduğu çoktan anlaşıldı. Yerini hızla bir araya gelebilen, amaç ortaklığı yapabilen ve birlikte çalışmaya hızla başlayan bir yaklaşım almış durumda bu yenidünyada. Öyle ki dünün düşman ekipleri bugün amaç birlikteliği için kolayca birliktelik kurabiliyor. Bu ekibin firma içi veya firma dışı olabileceğini söylemeye gerek bile yok. Eğer hedef müşterinizi yakalamak ve rakiplerinizin önüne geçmekse çözüm ortaklıkları kaçınılmaz. İşte böyle düşünen, yeni çalışma ortamına hızla adapta olabilen, yeni çalışma ortamını benimseyen çalışanlar ile başarı yakalanabilir.
Peki, bu yeni dünya için Çalışan 4.0 nasıl özelliklere sahip olmalı? Eğer bir liste yapmam gerekirse işte o listede aşağıdaki beceriler;
– Öğrenme isteği yüksek,
– Yenilikle açık,
– Kendini geliştirmeye önem veren ve bunu sürekli kılan,
– Teknoloji okuryazarlılığı olan,
– Yaratıcı olma felsefesine inanan ve inovatif düşünen,
– Yaptığı işi en iyi şekilde yapma ve kendi hata oranını azaltmaya odaklı,
– İletişim gücü yüksek ve ekip çalışmasına uygun,
– Gözlem kabiliyetini geliştiren,
– Kendini her işin uzmanı görmektense işbirliğine açık yapıya sahip,
– Yeni koşullara hızla adapte olabilen,
– Yönetici ilişkisinde anlayışlı olabilen ve saygı unsurundan taviz vermeyen
Sanırım Çalışan 4.0 için söylenebilecek en son söz; konfor bölgesinden çıkmamaya inat eden, çalışmayı çok sevmeyen, en kısa yolu tercih eden, aynı hataları tekrarlayan, öğrenmekten kaçan ve her şeyi en iyisini yaptığını düşünen bir profilin dijital dönüşüm ile gelen yenidünyada işi çok ama çok zor. Bizleri zor, rekabetçi şartların beklediği, en büyük rakibimizin yapay zekâ gibi teknolojilerin olduğu, sürekli dönüşen bu dünyada fark yaratmak ve hala tercih edilebilir olmak için kendimize tekrar bir bakmalı, analiz etmeli ve değişmeliyiz.
Şimdi bir önceki yazımda yöneticilere sorduğu soruyu çalışanlara da yöneltmek istiyorum. Peki, siz çalışan kaçsınız? Yenidünyaya hazır mısınız?
Yazar: Alper Gerçek