Avrupa Birliği Ülkeleri ile Türkiye İnovasyon Karşılaştırması
Avrupa birliği inovasyon konseyinin hazırladığı araştırma ve inovasyon performans verilerine bakıldığında da Türkiye’nin Avrupa birliği ortalamasının gerisinde olduğu gözlemlenmektedir. Aşağıdaki şekilde komisyonun 2015 yılında yayınladığı performans verileri diyagramı görünmektedir. Bilim ve teknolojideki gelişmelerin, teknolojik yeniliklere dönüşümünün belirtildiği diyagramlarda inovasyon endeksleri, teknolojik gelişim, bilgiye dayalı aktiviteler, bilgi kaynaklı ürün ve hizmetlerin rekabetteki yeri, inovatif hızlı büyüyen girişimlerin sayısı gibi veriler dikkate alınmaktadır.
Şekil 1.2 :Türkiye ve AB Ülkeleri AR-GE Yoğunluğu ve Trendi
(AB Komisyonu,Araştırma ve İnovasyon Direktörlüğü)
İlgili raporda 2000’li yılların başlarından itibaren Türkiye’nin bilim, teknoloji ve inovasyona giderek artan şekilde önem verdiği ve bunun hükümetin AR-GE yatırımları ile inovasyon aktivitelerine ayırdığı kaynaktan anlaşılabildiği belirtilmiştir. 2 Temmuz 2013 tarihli meclis toplantısı ile duyurulan onuncu kalkınma planı (2014-2018) ile bilim, teknoloji ve inovasyona daha fazla önem verileceği belirtilmiştir. Bu plan, istikrarlı büyüme ve inovatif üretim için bilim, teknoloji ve inovasyona verilen önemin artarak devam etmesi gerektiğinin ortaya koyulduğu uzun soluklu bir bakış açısını ortaya koymaktadır.
İlgili eylem planı, bilim sanayi ve teknoloji bakanlığının da onayı ile yenilenen bilim, teknoloji ve inovasyon strateji bildirisi Aralık 2010 tarihinde onaylanmış ve 2010-2016 yıllarını kapsamaktadır. Avrupa inovasyon konseyinin ilgili araştırma verileri de bu tarihler arasındaki gelişmeler ışığında hazırlanmıştır. Bu eylem planı, daha fazla mevcut araştırma kapasitesinden daha fazla çıktı elde etmek, ihtiyaç temelli araştırmaların sayısının arttırılması, stratejik bilimsel odak noktalarının belirlenmesi, teknoloji ve inovasyon performanslarını arttırılması hususlarına değinir.
Türkiye AR-GE Yoğunluğu İstatistikleri
AR-GE yoğunluğu 2000- 2011 yılları arasında yıllık ortalama %44 artışla ciddi şekilde artmış ve %0.48 den, %0.86 ya ulaşmıştır. Türkiye’nin bu trendi devam ederse 2020 yılında AR-GE yoğunluğu %1.27 ye ulaşacaktır. Bu rakam her ne kadar iyi bir gelişme olsa da yine de 2020 yılında Avrupa ortalamasının gerisinde kalacaktır.
Bu süre içinde 2009-2010 yılları arasında kamu kurumları AR-GE yoğunluğunun %0.51 den %0.48’e düşmesi nedeni ile toplamda %0.85’den, %0.84’e gerilemiştir. Bu gerileme ve ekonomik kriz ortamına rağmen tüm sektörlerde yönetim ve iş dünyası uygulamaları AR-GE yoğunluğu ise 2009-2011 yılları arasında %0.34’den, &0.37’ye yükselmiştir.
Her ne kadar Türkiye AR-GE yoğunluğu Avrupa ortalaması olan %1.30’un altında olsa da, kaydedilen gelişme bu ortalamaya %2.0 oranında yaklaşma elde edilmesini sağlamıştır.
Türkiye araştırma ve inovasyon maliyetleri konusunda Avrupa birliğinin araştırma ve geliştirme destek programlarından da faydalanmaktadır. Avrupa birliğinin yedinci AR-GE destek paketinde (FP7) Türkiye, toplam 1201 başvuru ile yer almıştır (Toplam başvuru sayısı 7844) ve bu başvurulara aktarılan destek miktarı 200 milyon€ değerindedir. Bu program içinde de katılımcılar içindeki başarı oranı %16.56 olmakla birlikte, bu değer de yine Avrupa birliği ülkelerinin başarı oranı olan %23.72’nin altındadır.
Bilimsel Uzmanlık Alanları Açısından Türkiye
Türkiye’nin bilim ve teknolojideki güç alanlarını gösteren aşağıdaki grafik ile, ilgili destek programlarındaki önceliklerine göre Türkiye’nin uzmanlık alanlarına yakınlığı gösterilmektedir. Hem uzmanlık alanı indeksi ( SI- Specialisationindex , bilimsel yayınlar baz alınarak hazırlanır)hem de ilgili alandaki teknolojik avantajlar (RTA – relevanttechnologicaladvantage , patent sayıları baz alınır), ülkenin toplam bilimsel ve teknolojik uzmanlık ve avantajlarını dünya ortalamalarına oranlayarak gösterir. Her bir alan için bilimsel yayınlar ve patentlerin sayısını bu grafik ile elde edilebilir.
Şekil 1.3 : Türkiye’nin Teknik Uzmanlıklarının Sektörel Dağılımları
(AB Komisyonu, Araştırma ve İnovasyon Direktörlüğü)
Yukarıdaki grafik Türkiye’nin enerji, yapı ve yapı teknolojileri, otomotiv, gıda bilimleri, tarım, balıkçılık, güvenlik, sağlık ve biyoteknoloji alanlarındaki güçlü teknik uzmanlıklarını (patent sayısı baz alınarak) göstermektedir. Yardımcı bilim ve teknolojiler de gıda, tarım, balıkçılık, yapı ve enerji gibi ilgili alanların içine dahil edilebilir.
Bilimsel uzmanlık ve teknolojik uzmanlıklar arasındaki çok düşük korelasyon göstermektedir ki, aynı endüstri içindeki bilgi transferi çok limitlidir. Bununla birlikte, ülkenin dışardan ve doğrudan gelecek teknoloji yatırımlarından daha fazla istifade etmesi gerekmektedir ve bu şekilde daha kolay endüstriyel uzmanlık sağlanabilir. Bulgaristan, Romanya ve Hırvatistan gibi Türkiye de düşük bilgi temelli bir endüstriye sahiptir (EU R&I Commission Report, 2017)
FP7 katılımında Türkiyenin en yüksek ilgi alanları gıda, tarım ve biyoteknolojidir. Aşağıdaki grafikte ise 2000-2010 arasında Türkiyenin bilimsel uzmanlık ve bilimsel etkilerine dayanarak hazırlanan bilimsel yayınlarının yerini göstermektedir.
Şekil 1.4 : İlgili Bilimsel Alanlara Göre Bilimsel Yayın Oranları
(AB Komisyonu, Araştırma ve İnovasyon Direktörlüğü)
Yukarıdaki grafik bilimsel yayınların toplam yayınlar içindeki ve Dünya ortalamalarındaki yerini göstermektedir. En yüksek bilimsel yayın rakamlarına sağlık, gıda, tarım ve balıkçılık, ICT, malzeme ve sosyo-ekonomik bilimler alanlarındadır. Bilimsel yayınların dünya ortalamalarındaki yeri göz önünde bulundurulduğunda ise en yüksek başarı oranları güvenli, enerji, diğer transport (taşıma-ulaşım) bilimler, yeni üretim teknolojileri, ICT ve yapı bilimi alanlarındadır. Yine de en yüksek değerler dahi dünya ortalamalarına kıyasla toplam bilimsel yayınlar içinde yeterli bir yere sahip değildir.
Avrupa Komisyonu AR-GE ve İnovasyon Çıktı Göstergeleri
Inovasyon Çıktı Göstergeleri 2013 yılında Avrupa komisyonu tarafından Avrupa konseyinin inovasyon ilkelerini ölçmek ve gözlemlemek amacı ile yayınlanmıştır. Bu veriler inovasyif sektörlerin marketi yakalama, daha iyi iş imkanı sunma ve Avrupa birliğinin daha rekabetçi olmasını sağladığı fikrinden yola çıkılarak belirlenmiştir. Inovasyon verileri dört ilke etrafında toplanır: teknoloji kullanarak büyüme; bilgi temelli iş ve istihdam; uzun süreli global rekabet ve gelecek iş imkanları.
Aşağıdaki grafik, Türkiye’nin bu göstergelerin farklı birimleri için yerini kapsamlı şekilde karşılaştırma imkanı verir.
Şekil 1.5 :AB AR-GE ve İnovasyon Komisyonu Göstergelerinde Türkiye
(AB Komisyonu, Araştırma ve İnovasyon Direktörlüğü)
Türkiye Avrupa inovasyon göstergeleri açısından düşük performansa sahip bir ülkedir. Bu düşük performans, göstergelerin hemen hepsinde olmakla birlikte, güçlü olduğu bir gösterge ise maalesef yoktur ve ilerleme kaydettiğini söylemek de çok mümkün değildir. Görece düşük patent sayısı ülkenin ekonomik yapısı ile de ilişkilendirilebilir. Türkiyenin ekonomik yapısı daha çok düşük teknoloji ürünler üreten sektörler, düşük sayıda çok uluslu üretim firmaları ve bunda uluslar arası firmaların payı ile , bu firmaların üretimlerini Türkiye’de gerçekleştirseler dahi, AR-GE faaliyetlerini merkez ülkelerinde yapmaları da göstergelerde etkilidir.
Türkiye’nin düşük bilgi kullanan sektörlerde daha çok faaliyet göstermesi de tarım, inşaat ve turizm sektörlerinin önemini açıklamakta kullanılabilir. Düşük ve orta seviye teknoloji kullanılan ürünlerin ihtacattaki yeri, orta ve yüksek teknoloji kullanan ürünlerin ihracatından önemli oranda fazladır. Aynı şekilde düşük bilgi paylaşımlı ürün ve servislerin ihracatı da, turizm ve kara ulaşımı gibi düşük bilgi tabanlı sektörlerin önemini açıklamada kullanılabilir. Buna rağmen Türkiye’nin yayınladığı ilkeler ışığında inovatif kapasitesinin ve AR-GE yatırımlarının arttırılacağı gözlemlenebilir.
Tablo 1.2 : Bilimsel Harcamaların Demografik Analizi (AB İnovasyon Komisyonu)
Yazar: Özgür Aslan