Dijital Dönüşüm Girişimciler İçin Bir Fırsat Mı?
Girişimcilik son yıllarda her yerde sıkça bahsedilen, desteklenen ve teşvik edilen bir konu. Girişimcilik, en genel ifadeyle kâr amacı ile riski üstüne alan ve iş kuran kişinin yaptığı atılım olarak tanımlanıyor. Diğer bir deyişle kendi işini kurmayı cesaretlendiren bir yaklaşım. Kabul etmek gerekir ki kurumsal bir şirkette çalışmak birçok avantajının yanında bazı dezavantajları da içeriyor. Çalışma şartlarının ağırlığı, kendini gösterememe, büyük takımın küçük bir parçası olma, fikrin varsa söyleyememe, dinletememe, hatta uygulayamama durumları bazılarımız için kabul edilebilir değil, tamamen mutsuzluk kaynağı. İşte bu anda girişimcilik, tünelin ucundaki ışık, çıkmaz sokakta bize açılan bir çıkış kapısı. Neden kendi işimin patronu olmayayım? Neden fikrimi gerçekleştirmeyeyim? sorularının da cevabı.
Girişimciliğin çok önemli bir yardımcısı, bence olmazsa olmaz yarısı da inovasyon diğer bir deyişle yenilikçilik. Başarılı bir girişim hareketinin arkasındaki en önemli itici güç yenilikçi bakış açısıyla yakaladığınız fikir. Bildiğiniz gibi daha önce hiç yapılmamış bir alet, bir düzenek veya bir tekniği ortaya koymak“İcat” olarakadlandırılırken, ekonomik değer ve toplumsal fayda yaratmak için ürünlerde, hizmetlerde, süreçlerde, organizasyonda, pazarlama ve sunumda değişiklik, farklılık ve yenilik yapma süreci “İnovasyon” olarak tanımlanır. Bu ayrıma en güzel örnek telefondur. GrahamBell’in ilk defa bir ses sinyalini bir noktadan başka bir noktaya taşıması telefonun icadıdır. Bundan sonra ortaya çıkan kadranlı, tuşlu telefonlar, cep telefonu, hatta akıllı telefonlar ise bu icadın üzerine yenilikçi bakış açısıyla gelen gelişmelerdir. Ben inovasyonun özellikle sivil dünyanın olmazsa olmazı olduğu, bugün kullandığımız birçok ürün, sistem veya uygulamanın bu bakış açısının sonucu olduğuna inanıyorum. Aslında düşünüldüğünde yaratıcı bir fikrin neler getirebileceği, eğer ticari anlamda doğru bir nokta yakalandığında getirisinin neler olabileceğinitahmin etmek zor olmasa gerek. Üstelik bu durumun aklımıza gelecek herhangi bir sektör için geçerli olması da işin güzel kısmı. Gerek tüketici elektroniği, gerek gıda, gerek enerji, gerek tarım gerekse savunma inovasyona açık durumda. Yazımın ilerleyen kısmında girişimcilik ve inovatif düşünceyi birleştirerek kullanacağımı, girişimcilik derken inovasyonun zaten içinde olduğunu belirtmek isterim.
Dijital dönüşüm uzun süreden beri yaşantımızın bir parçası olmuş durumda. 1990’ların sonunda başlayan bu sürecin sonunda ucuzlayan ve her cihaza girebilen algılayıcılar, gittikçe artan veri hızları, genişleyen kapsama alanları, geliştirilen uygulamalar yardımıyla artık akıllı binalarda yaşayıp bizim için alışveriş yapabilen buzdolaplarına, bozulabileceğini önceden söyleyen cihazlara kavuştuk. Cep telefonumuzdaki uygulamalar bize en yakınımızdaki boş park yerini söylediği gibi diyetimizi takip etmekte. Bu gibi örneklerin yarattığı ortak bir sonuç bulunmakta. “Benim için üretilen, bana özel ve bana göre kendini adapte eden ürünler” diyen tüketici modeli. Artık daha bilinçli, ne istediğini bilen, araştıran, dünyanın her yerine ulaşabilen bu yeni tüketici modeli siparişini en kısa sürede vermek ve de ürünü ertesi gün alabilmek istiyor. Dijital dönüşümü yani dijital teknolojiyi yaşantısının doğal bir parçası kabul eden “dijital yerlisi” yeni kuşakla birlikte fark yaratan bir ürün veya servis veya uygulama hemen satın alınıp kullanıma başlanabiliyor. Önemli olan tüketicinin hayatına dokunması ve ona bir fayda sağlayabilmesi. İşin ilginç tarafı satın alma yaparken hele bir uygulama veya servis alırken pek öyle firma büyüklüğüne, marka değerine, dünyanın hangi noktasında olduğuna bakmıyor bu yeni tüketici modeli. Önemli olan fiyat uygunluğu ve ona hitap etmesi. Bu durum girişimciler için büyük bir avantaj. Tüketiciye ulaşabilme, tercih edilme kaygıları artık minimum seviyede. Uygun dijital platformlarda yer almak tek koşul. Gerisi sizin girişimci olarak yakalayabildiğiniz fikre bağlı.
Dijital dönüşümü yaşatan teknolojilere baktığımızda aslında bunların çoğunun yeni teknolojiler olmadığını, şu anda geliştiricilerinkolaylıkla ulaşılabildiği ve kullanabildiği teknolojiler olduğunu görmek mümkün. Veri toplamamızı ve aldığımız kararı uygulatmamızı sağlayan Nesnelerin İnterneti (Internet of Things-IoT), veri biriktirmeyi, paylaşımı ve servis altyapılarının ucuzlamasını sağlayan Bulut Teknolojisi (Cloud Computing), değişik verileri incelememize fırsat tanıyan Büyük Veri (BigData) ve müşteri gereksinimi yakalamamıza aracı olan Veri Analizi (Data Analytics) artık herkesin erişimine açık durumda. Birçok açık kaynak yazılımı kullanımınıza hazır durumda. Bir geliştiricinin sadece bilgisayarının olması ve internet erişiminin bulunması yeterli. Girişimci için yatırım yapmak belki de bu iki faktörü sağlamakla sınırlı.
Bunun yanı sıra dünyada ve ülkemizde birçok kamu kuruluşu, şirketler ellerindeki verileri açık veri (open data) haline getirip uygulama geliştiricilerin erişimine açıyor, açmak için çalışmalar yapıyor. Buradaki temel amaç şu, veri analiziyle geliştiricilerin hayatımızı kolaylaştıracak, müşteriye dokunacak bir ürün, servis yakalayabilmesi. Bir girişimci gözüyle bu konu sizin herhangi bir yatırım yapmadan fikir yakalayabilmeniz içim çok önemli bir fırsat aslında. Örneğin GE firması kurduğu PredixCloud platformu aracılığıyla enerji alanında geliştiriciler için bir ortam kuruyor, veri ambarı oluşturuyor. Neden enerjiyi kendine çalışma alanı seçen bir girişimci bu platformda kendisine yenilikçi bir fikir yaratmasın,çıkaracağı ürünü aynı platform aracılığıyla şirketlere pazarlayamasın? Bu tip platformların bir örnekle sınırlı olmadığını da eklemek gerekli.
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de iki teknoloji hem önemi hem de yetişmiş eleman azlığı açısından oldukça popüler. Siber Güvenlik (Cyber Security) ve Yapay Zeka (ArtificalIntelligence). Dijital bir çözümün aynı zamanda siber saldırılara açık bir ortam yarattığı düşünüldüğünde her akıllı ürünün ve sistemin siber güvenlik çözümüne ihtiyaç duyduğu ortada. Akıl dediğimiz şey gittikçe insan aklına benziyor, basit bir akıldan çıkıp yetenekliolmaya vezeka seviyesi artmaya başlıyor. Bunu yaratan da yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler. Bu iki konu girişimciler için inanılmaz fırsatlarla dolu.
İşin ilginç başka bir yanı başta büyük firmaların girişimciliğin önemi konusunda hiç olmadıkları kadar artan farkındalıkları.
Fujitsu, Nisan 18 2017’de, iş dünyasındaki dijital dönüşüm girişimlerinin durumunu ve eğilimini öğrenmek amacıyla 15 ülkede 1.614 işadamını araştırdığı Global Dijital Dönüşüm Anketi sonuçlarını açıkladı.Anket sonuçlarına göre; iş liderlerinin% 89’u kuruluşlarının Yapay Zeka (AI) veNesnelerinİnterneti (IoT) gibidijitalteknolojilerikullanandijitaldönüşümgirişimlerinihayatageçiriyorvebugirişimlerin %34’ü şimdidençokolumlusonuçlardoğuruyor. Araştırmagünümüzdeyapayzeka, nesnelerininterneti ve diğer dijital teknolojilerin, iş dünyasının yanı sıragünlükhayatımızdave ticarette kullanımını iyice arttığını gösteriyor.
TÜSİAD, “Bu Gençlikte İş Var” isimli bir yarışmayı başlattı. TÜSİAD Başkanı Sayın Bilecik yaptığı bir açıklamada bununbir yarışmanın ötesinde kurdukları bir platform olduğunu, gayelerinin fikirleri yarıştırmak değil, girişimcilik kültürünü ve bilincini yaygınlaştırmak olduğunu belirtti. TÜSİAD aslında dijital dönüşümün ve bu konuda girişimciliğin ne kadar önemli olduğunun uzun bir süredir farkında. Geçen sene kurdukları “Silikon Vadisi Ağı” ile dijital ekonomi ve sanayi 4.0 çalışmalarını destekleyecek yapı oluşturdular. Bu yapının bir önemli amacında girişimciler arasında bir network oluşturmak olduğunu ısrarla belirtiyorlar.
Arçelik gibi birçok firma hem kendi çalışanları hem üniversite öğrencileri hem de girişimciler için fikirler yaratmak ve bu fikirleri uygulayarak ürüne çevirebilmeleri için “Maker” adıyla çalışmalar yapıyor. Maker hareketi girişimciler için şirketlerle buluşabilmek için iyi bir fırsat.
Son söz olarak şunu söyleyebilirim. Dijital dönüşümün getirdiği zorunluluklar, değişen iş yapış şekilleri, yeni müşteri profili, sektör ve ölçek bağımsız her firmanın yeni dünyada girişimcilerin peşinde olmasını gerektirecek. Ayrıca artık iş yapabilmek için belli ölçekli şirketlere, coğrafyalara, markalara ihtiyaç olmayacak. Dijital dönüşüm ile oluşan yeni dünyada başarıyı yakalayabilmek için gereken fırsatı görebilme yeteneği, fikri uygulayabilme cesareti ve çözüm için gereken bilgi, sizce de girişimciliğin gereken üç temel kriterini işaret etmiyor mu?
Yazar: Alper Gerçek